İş Güvenliği Uzmanı Uğur Demirtaş, yüksek alanlarda çalışan işçilerin yaşadığı zorlukları ve tehlikeleri gözler önüne seriyor. Gündelik yaşamda çoğu zaman farkında olmadığımız bu hayat mücadelesi, pek çok insanın ekmek parası kazanmak için her gün risk aldığını gösteriyor. Özellikle inşaat sektörü ve diğer yükseklik gerektiren işlerde çalışanlar, metrelerce yukarıda hayatta kalma savaşı veriyor. Ancak bu savaş, ne yazık ki bazıları için trajik bir sonuçla sonlanabiliyor. Düşme, iş kazaları ve yaşamını yitiren işçiler, bu alandaki tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor.

Tehlikenin Boyutu ve İş Güvenliği Eğitimi

Yüksek işlerde çalışanlar için iş güvenliği eğitimi, son derece kritik bir unsur olarak öne çıkıyor. Uğur Demirtaş, bu eğitimlerin yeterince yaygın olmadığını ve işçilerin tehlikelere karşı bilinçlendirilmesinin elzem olduğunu belirtiyor. Yükseklik korkusunun yanı sıra, kullanılan ekipmanın kalitesi ve işçilerin deneyimi de kazaların önlenmesinde önemli rol oynuyor. İş güvenliği uzmanları, bu alanda daha fazla eğitim ve denetim yapılması gerektiğini vurguluyor.

Düşüp Ölenler: Alınmayan Tedbirlerin Sonucu

Yüksekten düşüp yaşamını yitiren işçilerin sayısı, her yıl resmi raporlara göre artış gösteriyor. Türkiye’de 2022 yılında kaydedilen iş kazalarının %20’sinden fazlası yüksekten düşme sonucu gerçekleşti. Bu durum, tedbirsizlik veya yetersiz güvenlik önlemleriyle sıkça ilişkilendiriliyor. İşçi sağlığı ve güvenliği yasalarının, sektörde yeterli şekilde uygulanmaması, pek çok insanın hayatına mal oluyor. Birçok aile, sevdiklerini bu sebepten kaybetmiş durumda. Uğur Demirtaş, “Bu kazalar, her zaman dikkatsizlikten kaynaklanmıyor; bazen işletmelerin maddi tasarruf yapma çabası sonucu ortaya çıkıyor. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadığında, kayıplar kaçınılmaz oluyor.” diyor.

Nitelikli iş güvenliği eğitimi, yüksek riskli işkollarında çalışanların hayatını kurtarmak için gereklidir. Çoğu işçi, yüksek alanlarda çalışmanın tehlikelerini bilmediği için dikkatini yeterince veremiyor. Sonuç olarak, iş kazaları kaçınılmaz oluyor. Ayrıca, gerekli güvenlik ekipmanlarının sağlanmaması da büyük bir sorun. Birçok işçi, bu tür kıyafet ve ekipmanları kullanmadan çalışıyor. İstatistikler, düzgün iş güvenliği donanımına sahip işçilerin, kazalara maruz kalma olasılığının çok daha düşük olduğunu gösteriyor.

Özellikle inşaat sektöründe, işverenlerin güvenlik önlemlerini bir masraf kalemi olarak görmesi, tehlikeyi artırıyor. İş yerlerinde daha çok kazanç elde etmek amacıyla yapılan budama, işçilerin hayatlarını tehlikeye atıyor. Yüzlerce işçi, sadece ekmeğini kazanmak için her gün bu riskle yüzleşiyor. Ne yazık ki bazıları bu mücadelede kaybediyor. Uğur Demirtaş, “Hükümetin ve iş verenlerin, yüksek alanlarda çalışanların güvenliğini sağlama konusunda daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Köklü bir değişim şart.” diye ekliyor.

Yaşanan bu acı kayıplar, sadece işçilerin hayatını değil, ailelerini de derinden etkiliyor. Aynı zamanda toplumda bir güvenlik kültürünün eksikliği, işçilere ve ailelerine büyük yük getiriyor. Her geçen gün, iş kazaları sonucu kaybedilen hayatlar, bir avuç ekmek parası kazanmak için verdikleri mücadelede son buluyor. Ülkemizde yaşanan bu dramın üstesinden gelmek, yalnızca devlet değil, tüm toplumun üzerine düşen bir görev.

Artık, bu konuda farkındalığın artması ve iş güvenliği önlemlerinin mutlaka alınması öncelikli bir hedef olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, her bir yaşam değerlidir ve her bir işçinin ekmeği, geleceği demektir. Bu nedenle, yüksek alanlarda çalışan işçilerin güvenliği için gerekli adımların ivedilikle atılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi elzemdir. Ekmeğini kazanma mücadelesinde yetenek, azim ve cesaret gösteren her işçi, gereken koruyucu ekipmanlarla donatılmalı ve güvenli çalışma koşullarına sahip olmalıdır.