Hakkari'de yaşayan genç bir kadın, yılan korkusuyla mücadele ederken yaşadığı güçlüklerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Bu korku, onun hayatını derinden etkileyerek üç kez düşük yapmasına neden oldu. Üç hamilelik sürecinin hepsi, yılanların evine girmesi ve bu durumun yarattığı psikolojik baskı nedeniyle son buldu. Genç kadının yaşadığı bu korkutucu olay, sadece fiziksel zorluklarla kalmayıp, psikolojik sorunları da beraberinde getirdi. İşte, yılan korkusunun kadın üzerindeki etkileri ve Hakkari’deki kabus gibi hayat hikayesi…
Yılan korkusu, halk arasında “ofidofobi” olarak bilinen bir durumu tanımlar. Bu korku; bireylerin, dikkatini yoğunlaştırdığı yılanları gördüklerinde yaşadığı yoğun anksiyete ve panik atakla birlikte gelir. Hakkari’de yaşayan 28 yaşındaki Ayşe (isim değiştirilmiştir), özellikle hamilelik döneminde yılanların sıkça görülmesiyle birlikte bu korkunun etkisi altında kalmış. Önceki gebeliklerinde, evinin bahçesinde yılan görmesi onu öylesine etkilemiş ki, sinir krizi geçirerek hastaneye kaldırılmıştı. Doktorlar, onun yaşadığı psikolojik travmanın ciddiyetini gözlemlemiş ve tedavi sürecine hızlıca geçiş yapmışlardı.
Yılan korkusunun, Ayşe’nin psikolojisinde yarattığı derin etki, onun sağlığını da tehlikeye atmıştı. Hamilelik sürecinin yüksek stres ve kaygı ile geçmesi, vücudunun direncini düşürmekle kalmayıp, düşük yapma riskini büyük ölçüde artırmıştı. İlk hamileliğinde yılanı gördükten bir hafta içinde düşüğünü gerçekleştirince, yaşadığı travma katlanarak artmıştı. Bu durum, onu derinden etkileyerek kaygılarının daha da büyümesine neden oldu. Korkularının kaynağını bulmak ve bu sorunla yüzleşmek, onun hayatında çok önemli bir yer tutuyordu.
Ayşe, yılan fobisini yenmek ve hamilelik süreçlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için aile ve arkadaş desteğine başvurdu. Bu destek, ona yalnız olmadığını hissettirdiği gibi, yaşadığı sorunlarla nasıl başa çıkacağı konusunda da yol gösterici oldu. Ayşe’nin eşi ve ailesi, onun yılan korkusunu hafifletmek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirdiler. Evin çevresinin temizlenmesi ve yılanların sıklıkla görüldüğü alanların dezenfekte edilmesi gibi önlemler alındı. Ayşe, ayrıca doğa yürüyüşleri yaparak, doğayla bağ kurmaya çalıştı. Bu yöntem, yaşadığı korkuları aşmak adına önemli bir adım oldu.
Bunun yanında, Ayşe’nin yerel psikologlarla yaptığı görüşmeler, onun zihninde yılanlara dair oluşturduğu negatif algıyı dönüştürmede etkili oldu. Psikolog, Ayşe’ye nefes egzersizleri ve meditasyon teknikleri ile stresle başa çıkma yöntemleri öğretti. Bu yöntemlerin uygulanmasıyla birlikte Ayşe, yaşadığı korkularla daha başa çıkabilir hale geldi. Artık yılanları daha soğukkanlı bir şekilde karşılayabildiğini ve ihtiyaç duyduğunda destek alabileceğini biliyordu.
Sonuç olarak, Hakkari'de yılan korkusuyla mücadele eden Ayşe’nin hikayesi, ruhsal travmaların fiziksel sağlık üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Yalnızca yılan korkusu değil, birçok fobi ve travmanın yaşam kalitesini nasıl etkileyebileceği, aile destek sistemlerinin ve profesyonel yardımların ne denli önemli olduğu ve bu tür durumları aşmada neler yapılabileceği konularında ders niteliği taşıyor. Ayşe’nin yaşadığı zorluklar, diğer kadınlar için de önemli bir örnek teşkil ediyor ve benzer durumlarla karşılaşanların yalnız olmadıklarını hatırlatıyor.
Şimdi, Ayşe’nin geleceği açısından büyük önem taşıyan bu süreç, onun hem kişisel gelişimi hem de sosyal etkileşimleri açısından olumlu bir dönüşüm sağlayabilir. Yılan korkusunu yenerek topluma yeniden kazandırılmak için çabalayan ve dişini sıkan Ayşe, aslında birçok kadına umut veriyor. Zira zorlukların üstesinden gelmek, yalnızca kendine değil, çevresine de değer katan bir yolculuğa dönüşebilir.