Son yıllarda Türkiye, uluslararası arenada küresel krizlerin çözümüne yönelik etkin bir rol üstlenerek dikkatleri üzerine çekiyor. Özellikle siyasi, insani ve ekonomik krizlerde izlediği denge politikası ve arabuluculuk çabaları, Türkiye’yi küresel diplomasinin merkezine taşıyor.
Ukrayna-Rusya Savaşı’nda gerçekleştirilen tahıl koridoru anlaşması, Türkiye’nin arabuluculuk gücünü gözler önüne seren en önemli örneklerden biri oldu. Türkiye, Karadeniz üzerinden tahıl sevkiyatının yeniden başlamasını sağlayarak milyonlarca insanı etkileyen gıda krizine çözüm sundu. Bu süreçte Türkiye, hem taraflar arasında güven sağlayan bir aktör hem de çözümün uygulanabilirliğini garanti eden bir ülke olarak öne çıktı.
Bunun yanı sıra Türkiye, Ortadoğu’daki krizlerde de aktif bir rol oynuyor. Suriye meselesinde çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulmasında etkili olan Türkiye, mülteciler konusunda da en fazla yükü üstlenen ülkelerden biri. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, bu alandaki insani rolüyle uluslararası toplumun takdirini kazanıyor.
Türkiye’nin Afrika ve Asya’da gerçekleştirdiği kalkınma projeleri, insani yardım çalışmaları ve diplomatik girişimleri de küresel çapta etkilerini hissettiriyor. Özellikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) aracılığıyla yapılan yatırımlar, bu bölgelerde istikrarın sağlanmasına katkıda bulunuyor.
Türkiye’nin krizlere yönelik çözüm odaklı yaklaşımı, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel barış ve istikrar için de kritik önem taşıyor. Uluslararası aktörlerin, Türkiye’nin bu stratejik rolünü daha fazla desteklemesi gerektiği vurgulanıyor.