Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasındaki gerginlik devam ediyor. Macron'un, Netanyahu'nun bazı politikalarını eleştirmesi ve bu eleştirilerin ardından Netanyahu'nun oğlu Yair'in Macron’a yönelik "Canın cehenneme" ifadelerini kullanması, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir krize zemin hazırladı. Yair Netanyahu, sosyal medyada yaptığı paylaşımla yalnızca babasının değil, aynı zamanda ülkesinin de onurunu savunduğunu vurgularken, Macron’un sözlerinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Peki, bu iki lider arasındaki gerilim nereye varacak?
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Netanyahu’nun Filistin politikalarını eleştirerek, barış sürecine dair kaygılarını dile getirmişti. Fransız liderin, "Bu politikalar sadece bölgedeki barışı tehdit ediyor, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de zedeliyor" demesi, İsrail hükümetinde büyük bir infial yarattı. Macron'un bu açıklamaları, Netanyahu’nun siyasi duruşunu savunabilmek için yöneltilen eleştirilerin artmasına neden oldu. Ancak buradan sonra Netanyahu, Macron’un ifadelerine cevap vermek zorunda hissetti. Başbakan, “Fransa’nın, İsrail’in güvenliğini anlaması lazım” diyerek, Hükümetinin politikalarına açılan saldırılara yanıt vermek istediğini belirtti.
Macron’a yönelik sert ifadeleriyle dikkat çeken Yair Netanyahu, babasının siyasi duruşuna destek verirken, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda "Canın cehenneme" sözleriyle Macron’un yaklaşımını eleştirdi. Yair, paylaşımlarında ayrıca, Fransa’nın İsrail’in güvenliğine daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguladı. Yair Netanyahu'nun bu çıkışı, sosyal medyada geniş yankı bulurken, Fransa'dan da tepkiler yükselmeye başladı. Birçok kullanıcı, Yair Netanyahu'nun medeni bir diyalog yerine hakaret içeren bir dil kullanmasının yanlışı olduğunu savundu. Ancak Yair, kendisine yöneltilen eleştirilere karşı bu sözleri sarf ettiğini ve 'önce ülke' düsturunu izlediğini ifade etti.
İsrail medyasında da geniş yer bulan bu olay, aynı zamanda dünya kamuoyunu da derinden etkileyen bir diplomatik krizin parçası haline geldi. İki ülke arasındaki siyasi diyalog ve işbirliğine yönelik çıkarların tehdit altında olduğu düşünülüyor. Henüz iki liderin arasındaki bu gerginliğin nasıl bir sona ulaşacağı ya da bu olayın ilişkileri ne ölçüde etkileyeceği bilinmiyor. Bu gelişmeler ışığında Fransa ve İsrail halklarının bu konudaki algılarının nasıl değişeceği de merak konusu. Uluslararası ilişkiler açısından oldukça hassas bir dönem geçiren her iki ülke, olayın daha fazla yayılmasını istemiyor gibi görünüyor. Ancak sosyal medya ve basının etkisiyle gerilimi daha da artırabilecek faktörlerin devreye girmesi mümkün.
Sonuç olarak, Macron'un açıklamaları ve Yair Netanyahu'nun sert tepkisi, iki ülke arasında kalıcı bir iz bırakacak gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde bu krizin nasıl şekilleneceği, diplomatik ilişkilerin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Hem Fransa hem de İsrail hükümetlerinin bu gerginliğe dair nasıl bir strateji geliştireceği ise merakla bekleniyor. Uluslararası ilişkilerdeki bu tür gerginliklerin, her iki ülkenin de iç politikasında nasıl yansımalar yaratacağı da ilerleyen günlerde ortaya çıkacak. Diplomatik ilişkilerin geleceği açısından bu tür olayların dikkatle takip edilmesi, kamuoyunun algısını da şekillendirecek.