Son yıllarda Orta Doğu’da yaşanan gerilimler, özellikle İsrail’in güvenlik stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Ancak, son gelişmeler, İsrail’in füze kalkanının etkisini ciddi şekilde yitirdiğini ve en kritik dönemde ABD desteğinden yoksun kalabileceğini ortaya koyuyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu durum, bölgedeki güvenlik dengelerini alt üst etme potensiyeline sahip. ABD ile olan stratejik ilişkilerin gerilemesi, özellikle füze savunma sistemlerinin etkinliğini sorgulamakta.
İsrail, uzun yıllardır geliştirdiği Iron Dome (Demir Kubbe) sistemi ile hava saldırılarına karşı koyma yeteneğini artırmaya çalışıyor. Ancak, karmaşık güvenlik dinamikleri ve artan tehditler karşısında bu sistemin etkinliği tartışılır hale geldi. Son haftalarda, İsrail hava sahasını ihlal eden füzelerin sayısında belirgin bir artış gözlemleniyor. Özellikle Lübnan ve Gazze’den gerçekleştirilen saldırılar, Iron Dome’un mühimmat kapasitesinin sınırlı kalması nedeniyle bazı füzelerin etkisiz hale getirilemediği anlamına geliyor. ABD’nin bu süreçteki desteği, İsrail’in füze savunma kabiliyetleri açısından kritik önem taşıyor. Ancak, son zamanlarda gözlemlenen düşüş, bu desteğin devamlılığının sorgulanmasına yol açıyor.
ABD, tarihsel olarak İsrail’in en büyük müttefiki olmuştur ve bu destek, askeri yardım, istihbarat paylaşımı ve teknoloji transferi gibi birçok boyutu kapsamaktadır. Ancak, iç politikadaki değişimler ve uluslararası ilişkilerde yaşanan dalgalanmalar, bu desteğin geleceğini belirsiz hale getirebilir. Özellikle Biden yönetiminin Ortadoğu stratejilerine dair yaptıkları açıklamalar, İsrail ile olan ilişkilerin nasıl evrileceğini gösteriyor. Eğer ABD, Israel’in füze savunma sistemlerine olan yardımını kısıtlarsa, bu durum İsrail’in ulusal güvenliği üzerinde ciddi sonuçlara yol açabilir. Analistler, bu belirsizlik ortamında, İsrail’in kendi başına hareket edebilme kapasitesinin test edileceğini ifade ediyorlar. Son on günde yaşanan olaylar, bu süreçte ABD’nin rolünün ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, İsrail’in füze kalkanının zayıflaması ve ABD desteğinin sorgulanması, bölgedeki dengeleri değiştirebilir. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, sadece İsrail’i değil, aynı zamanda tüm bölge ülkelerini etkileyecek kadar derin. Bu nedenle, uluslararası toplumun da konuya duyarlı yaklaşması ve çözüm yolları araması kaçınılmaz. İlerleyen günlerde gelişmelerin nasıl şekilleneceği, hem bölgesel hem de global güvenlik açısından büyük önem taşımaktadır.