İstanbul'un kalabalık semtlerinden birinde, bir annenin yüreğini parçalayan bir kayboluş hikayesi yaşanıyor. "Ne olur yardım edin..." diyerek feryat eden anne, gözleri yaşlarla dolu bir şekilde evladını arıyor. Oğlu, henüz 8 yaşındayken bir anda ortadan kayboldu ve bu durum genç kadını derin bir umutsuzluğa sürükledi. Oğlunu bulana 10 bin lira ödül vereceğini duyuran anne, her geçen gün umutsuzluğun daha da büyüdüğünü ifade ederek, toplumu duyarlı olmaya çağırıyor.
Kayıp çocuğun adı Ali, ve onun kaybolması ile ilgili başlatılan arama çalışmaları, emniyet güçleri tarafından titizlikle sürdürülüyor. Bölgedeki güvenlik kameraları taranıyor, mahalle sakinlerinden bilgi toplanıyor. Ancak, tüm çabalara rağmen hala başarılı bir sonuca ulaşılamadı. Ali'nin nerede olduğu konusunda en ufak bir iz dahi bulunamadı. Zaman ilerledikçe, ailesinin yaşadığı zorluklar ve kaygılar katlanarak artıyor.
Bu trajik olayın ardından, aileler ve toplum, kaybolan çocuklar konusunda daha dikkatli ve duyarlı olmaya başladı. Ali'nin annesi, “Oğlumun kaybolduğu günden beri her gün, her saat onu düşünüyorum. Gözyaşlarım arasında onun geri dönmesini bekliyorum. Tanıyan, ya da gören kimse yok mu?” diyerek, vicdanları harekete geçirmeye çalışıyor. Göz göze gelen her bireyin, bu çocuğun bulunmasında ne denli kritik bir rolde olabileceğinin altını çiziyor.
Ali’nin kaybolduğu gün, annesiyle birlikte parka gitmek üzere evden çıktığı belirtiliyor. Sağlıklı bir çocuk olan Ali’nin dönmemesi ailesini büyük bir üzüntüye soktu. Duyarlı vatandaşlar, sosyal medyada kaybolan çocuğun fotoğraflarını paylaşarak bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bu tür olaylara karşı toplumsal bir duyarlılık geliştirmek, kaybolan çocukların bulunmasında önemli bir adım teşkil ediyor.
Çocuk kaybolmalarının önüne geçmek için toplumsal bilincin arttırılması gerektiği, uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Ailelerin çocuklarına karşı daha dikkatli olması, bilinmeyen kişilere karşı temkinli yaklaşılması ve güvenli alanların oluşturulması konusunda çağrılar yapılıyor. Özellikle parklar ve kamuya açık yerlerde çocukların gözetim altında tutulması gerektiği konusunda uzmanlar sürekli uyarılarda bulunuyor.
Anne, kaybolan çocukları olan tüm ailelere de seslenerek, her türlü desteği, birlikte yola çıkmayı ve mücadele etmeyi öneriyor. Bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması umuduyla herkesin ortak bir çaba göstermesi gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca, yardımlarını esirgemeden her türlü duyarlılığı gösteren insanlara minnettar olduğunu belirtiyor.
Bunların yanı sıra, sosyal medyada başlatılan kampanya büyük ilgi görüyor. Ali’nin kayboluşuna dair paylaşımlar hızla yayılmaya devam ediyor. “Bir kişi dahi Ali'nin nerede olduğunu biliyorsa, lütfen iletişim kursun. Hayat, hayatta kalanlarımız için çok önemli” diyerek duygularını dile getiren anne, her türlü yol ile empati kurarak bir fark yaratma arayışında olduğunu ifade ediyor.
Son olarak, Ali’nin ailesinin her geçen gün daha da zor bir duruma düştüğü, maddi ve manevi zorluklarla baş etmeye çalıştığı, dile getirilmesi gereken bir başka mesele. Toplum, kaybolan bir çocuğun anne babasının yaşadığı acıyı anlamak ve duyarlı davranmak konusunda bir adım daha atabilirse, belki de bu tür kayıpların önüne geçebilmek adına anlamlı değişimlerin yaşanması mümkün olacaktır.
Ali ve onun gibi kaybolmuş çocukların bulunması için herkesin elini taşın altına koyması, işbirliği yapması ve duyarlılık göstermesi hayati önem taşıyor. Umutla bekleyen aileler, toplumun dayanışma göstermesi ile yalnız olmadığını hissedebilir. Unutulmamalıdır ki, bazen bir görüntü, bir bilgi ya da bir fikir, gözyaşlarını dindirecek ve başka bir ailenin acısını hafifletecektir.