Türkiye'nin tarihi zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan 2 bin yıllık Herkül kabartması, sahipsizliğin ve ilgisizliğin kurbanı olmaya yüz tutmuş durumda. Antik dönemin izlerini taşıyan bu eşsiz eser, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çektiği kadar, yerel yönetimlerin de göz ardı ettiği bir miras haline gelmiştir. Geçmişte büyük bir özenle yapılmış olan bu kabartmanın gün yüzüne çıkışı, hem sanatın hem de arkeolojinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak şu anki durumu, bu tarihi eserin korunması adına ciddi kaygılara neden olmaktadır.
Herkül kabartması, antik dünyanın en önemli mitolojik figürlerinden biri olarak bilinen Herkül'e aittir. M.Ö. 2. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu kabartma, dönemin sanat anlayışını ve tekniklerini yansıtan önemli bir örnektir. Tarihi kalıntıların arasında yer alan bu eser, antik Yunan ve Roma döneminin kültürel etkileşimlerinde önemli bir rol oynamıştır. Herkül figürü, gücün, cesaretin ve kahramanlığın sembolü olarak antik çağda pek çok eserle tasvir edilmiştir. Ancak, Herkül kabartması, bulunduğu bölgedeki çeşitli doğal ve insan kaynaklı tehditlerle yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Herkül kabartmasının bulunduğu alan, zamanla çeşitli erozyonlar ve çevresel faktörlerden etkilenmeye başlamıştır. Hava koşullarının kötüleşmesi, doğal felaketler ve insan kaynaklı tahribatlar, bu tarihi eserin korunmasını zorlaştırmaktadır. Yerel halkın ve turizmin esere yeteri kadar ilgi göstermemesi, kabartmanın yok olmasına zemin hazırlamaktadır. Ancak sorunun kaynağı yalnızca ilgisizlikle sınırlı değildir. Koruma üzerine yeterli bütçe ayrılmaması ve bakım çalışmalarının ihmal edilmesi, bu güzide eserin yok olma tehlikesini artırmaktadır.
Uzmanlar, Herkül kabartmasının korunması için acil eylem planları hazırlanması gerektiğini vurguluyor. Eserin restorasyonu ve bakımı için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiği konusunda hemfikirler. Ayrıca, yerel yönetimlerin kabartmanın önemi hakkında farkındalık oluşturmasını ve halkı bilgilendirmesini öneriyorlar. Bu bağlamda, eğitim programları ve turistik etkinlikler düzenlenmesi, yerel halkın ve turistlerin kabartmaya olan ilgisini artırabilir.
Müzelerde ve tarihi eserlere yönelik koruma projeleri yürütülmektedir. Ancak bu projelerin ülkemizde yeterince yaygınlaşıp yaygınlaşmadığı konusunda tartışmalar sürmektedir. Herkül kabartması gibi değerli bir kültürel mirasa sahip çıkmak, sadece yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda vatandaşların da sorumluluğundadır. Yerel halkın bu esere sahip çıkması ve ondan yararlanması, kabartmanın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Herkül kabartması, geçmişe yönelik bir kapı açmakla kalmıyor, aynı zamanda bugüne kadar gelip ulaşmamıza olanak tanıyor. Türk medeniyetinin görkemli tarihine ışık tutan bu eser, tüm insanların sahip çıkması gereken bir değerdir. Antik sanat eserlerinin korunmasına yönelik yapılan tartışmalar, Herkül kabartmasının önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Türkiye’nin tarihi eserler konusunda yaşadığı sıkıntılar ve korunması gereken kültürel miras konusundaki yetersizlikler, günümüzde hala çözmeyi bekleyen bir meseledir. Bu festivaller ve etkinlikler, bir yandan kabartmanın tanıtımını sağlarken, diğer yandan eserin korunmasına yönelik bilinci artırabilir.
Eğer bu kabartma yok olursa, sadece bir tarih parçası değil, aynı zamanda geçmişin ve medeniyetin kaybolması demektir. İşte bu nedenle, Herkül kabartmasının korunmasına yönelik daha fazla yatırım ve dikkat gösterilmesi gerektiği aşikardır. Antik çağın izlerini taşıyan bu önemli eser, yalnızca tarihi bir unsur olarak değil, aynı zamanda kültürel bir kimliğin gözbebeği olarak ele alınmalıdır. Geçmişte, sanat eserlerine verilen değer, günümüzde de aynen devam etmelidir; aksi halde, bir gün geriye dönüp baktığımızda, hiç var olmamış gibi kaybolup gidecekleri gerçeğiyle karşılaşabiliriz.